20101227

mimarlar odası ücretli mimar tip sözleşmesi

Aşağıdaki sözleşme bu linkten indirilebilecek mimarlar odası ücretli mimar tip sözleşmesidir, acaba bu sözleşmeden imzalayıp iş başlayan kaç kişi var?

*******************************************************
MİMARLAR ODASI ……… ŞUBESİ
ÜCRETLİ MİMAR TİP SÖZLEŞMESİ

MADDE 1: TARAFLAR

nasıl bir platform oluşturmak gerekiyorsa oluşturalım

çalışma saatleri düzgün olan ofisleri anlatırken "devlet dairesi" ibaresini kullanarak küçümseyen ziyniyeti buradan kınamak istiyorum izninizle.. gören duyan da fazla mesai ücreti alıyor, takdir ediliyor, üstüne bir de madalya takılıyor sanır ! ezdirtmeyelim kendimizi, bunun için nasıl bir platform oluşturmak gerekiyorsa oluşturalım, nasıl birlik olunacaksa birleşelim..

isimsiz

20101225

Sen buraya para kazanmak için mi giriyosun?

Merhabalar,
Ben de yakın zamanda gittiğim bir iş görüşmesinde geçen bir diyalogu aktarmak istiyorum. İsimlerini kazandıkları birkaç yarışmayla duyurmaya başlamış ama henüz "en star ilkler" arasında da sayılmayan bir ofisleydi görüşmem. Aranan nitelikler 5 sene deneyimli, koordinasyon ve proje yürütücülüğü yapabilecek,

20101224

e aç mı kalacağız?

blog'u kim oluşturduysa ellerine sağlık. gerçekten halledilmesi gereken tek bir sorun vardır.SİGORTA PRİMLERİ TAM MAAŞ ÜZERİNDEN YATIRILMALIDIR. YATIRMAYANLAR YASALARI ÇİĞNEMEKTEDİRLER. BİZ ÇALIŞANLAR DA BİLE BİLE BU İŞLERİ KABUL ETTİĞİMİZ İÇİN YASALARI ÇİĞNEMEKTEYİZ. 60 YAŞINA GELDİĞİMİZDE ELİMİZE GEÇECEK EMEKLİLİK

mimarlar odası ne işe yarıyor?

14 yıllık mezunum. Fahiş fiyattan aidat ücreti alıp hiç bir işe yaramayan bir kurum olduğunu anladım bu 14 yılda. Evet bu bizim odamız. Ne kamu yararını savunmada işe yarıyor ne o kadar aidatı ödeyen mimarların hakkını savunmada. Sadece aidat istediklerinde onlardan haberim oluyor, ha bir de mesleki yeterlilik için yapılan saçma kurslarda. Fotografçılık kursu ya da balat gezisine beni çağırarak para karşılığı mesleki

20101220

patronlarımızın göz göre göre hem bizi hem de devleti soymaya hiç hakkı yok

Bu siteden anladığıma göre asgari ücret üzerinden sigorta yapılması mimarlık ofisleri arasında uygulanan en yaygın uygulama. Bu da Türkiye'deki mimarlık ofislerinin çoğunun aslında hukuksuzluk ve suç işleme üzerine kurulu olduğunun göstergesi. Peki bu ofisler herkesin gözünün içine baka baka nasıl bu suçu işliyorlar? Bizlerin yüzünden...Bunlara sesimizi çıkartmadığımız için..

20101219

sahtekarlık

Herseyden önce asgari ücret almadigi halde, 'asgari ücret üzerinden sigortalamak' demek sahtekarlik demek, bu suc (ya da kabahat) degil mi?
o zaman buradan suc duyurusunda bulunuyorum!..
Mimarlik ofislerinin büyük bir cogunlugu calisanlarinin hak ihlallerinin yaninda benzeri mali suclar
islemektedirler.!Fiyat kirmak, ederinin cok altinda is yapmak ama buna ragmen kar elde edebilmek bu sayede mümkün olmaktadir. Söz konusu yükler calisanin sirtina bindirilmektedir..!
gerekenin yapilmasini arz ederim...

Mimar Özlem Yilmaz

20101218

farkında olmadan yutulduğumuz ofisler

Son günlerde gözüme çarpan bu siteyle, bünyemde bir anlamda nepenthes etkisi bıraktığını ifade etmeliyim. Amaçlananın yaşadığımız sıkıntıların adeta sohbet ortamlarının olmazsa olmazı olarak tekrarlanan suya yazı yazmaktan öteye gitmeyen bir eylemden artık vücut bulmaya çalışan umut verici bir teşebbüse dönüşmesi sevindirici bir durum. Dilim döndükçe ve aklım erdikçe sanki mimarların kaderinin mitolojide ismi geçen
3 yıllık tecrübe, 2100 lira maaş (100 lira noluyo diye sormayın ben de bilmiyorum), cumartesileri yarım gün mesai, asgari ücretin biraz üstünde bir ücret üzerinden sigorta..

isimsiz

ya sürünmek ama direnmek ya da dükkanı kapatmak...

Ben serbest çalışıyorum. Ama keşke biryerlerde çalışıyor olsaydım dedim şimdi diğer mesajları okuyunca. Piyasada serbest çalışan mimarların sorunlarına da değinmek isterim. En iyisini en ucuza almak isteyen müteahhitler ve mal sahipleriyle uğraşmak, Mimarlar odasının yayınladığı taban fiyat listesini tavan fiyat olarak algılayıp fiyatı fütursuzca kıran meslektaşlarımız yüzünden aylarca uğraşılan projeden harç, kdv, ozalit vb.

Santiyede Felc Oluyordum

Belki de bu blogun acilmasinda rol oynayan ve basta sadece arkadaslarima gonderdigim yazimdir: Yaşadıklarımdan ders alarak Size birkaç tavsiyem olacak. Bunun bir yili Amerikada olmak uzere Nisantasi nin en iyi ofislerinde toplam bes yillik deneyim sahibiyim. Turkiyede son calistigim firmada deneme suresi ve global ekonomik kriz bahanesiyle ilk beş ay sigortam yatırılmadı. Sonraki bir yıl boyunca saha deneyimi

GAG

Bundan 2 hafta önce işe girdim maaşı iyi patronlar iyi çalışma ortamı hani fena sayılmaz evime yakın maaş üzerinden sigorta 6 olmadan ofisten resmen kovuyorlar çıkın artık die! şaka gibi bir değil mi?! evet cidden şakaymış arkadaşlar. geçtiğimiz çarşamba günü patronlardan biri beni yanına çağırıp, kızım sen bize fazla geldin sen tasarımcısın biz ise buarda kazan dairesine seramik çizecek birini arıyoruz dedi!! nasıl ama !?

mimarlar odasına çok önemli görev düşüyor

Ben serbest çalışıyorum. Ama keşke biryerlerde çalışıyor olsaydım dedim şimdi diğer mesajları okuyunca. Piyasada serbest çalışan mimarların sorunlarına da değinmek isterim. En iyisini en ucuza almak isteyen müteahhitler ve mal sahipleriyle uğraşmak, Mimarlar odasının yayınladığı taban fiyat listesini tavan fiyat olarak algılayıp fiyatı fütursuzca kıran meslektaşlarımız yüzünden aylarca uğraşılan projeden harç, kdv, ozalit vb.

20101217

herkes kendi çiftliğinde pardon şirketinde kendi atını koşturuyor

3 yıl önce planlamadan mezun oldum. kentsel tasarımda yükseğe başladım. yaklaşık 2 senelik deneyimim war iş sahasında. mezun olduktan sonra ne hikmettir hep mimarlıkta çalıştım. Avan projeler de olsa hem yurtdışında hem içinde sürekli mimarlıkta idim. Kentsel tasarım müthiş birşey.. hem mimarlık barındırıyor hem planlama bünyesinde. değişimleri görme zamanım var. ama kim nerede nasıl bir kentsel tasarım yapıyor....

genelde ofiste teknik çizim yapmak..iş bu

maaş listesine eklenmek üzere hangi alanda iş yapıldığı, varsa yl derecesi de yazılabilir. böylece hangi alanlarda ne kadar ödendiğiyle ilgili ayrıntılı bir fikrimiz olur.
restorasyon yüksek lisansını yeni tamamladım, yüksek lisans sırasındaki 1,5 yılık tecrübeyi de sayarsak toplam 2 yıllık iş tecrübem var, autocad ve rölöve tecrübesi desem daha doğru. restorasyon projeleri

mimarlığı seviyorum ama bu yapılan haksızlığa dayanamıyorum

1 yıl öğrencilik döneminde 6 ay mezun olduktan sonra çalıştım şu an 900 tl sigortasız çalışıyorum.çevremdeki herkes iyi para aldığımı söyleyip tezgahtarlarla beni kıyaslıyor:(( bunalımda olduğumu söylememe bile gerek yok!bu söylediğim şeyler bir il merkezinde oluyor.araştırınca bundan fazla para vermediklerini öğrendim.mezun olduğum günden beri bu kadar okuduğuma ve bu bölümü alanet ediyorum.mimarlığı

20101216

5 yillik tecrube -
haftaici 9-18:00 mesai
haftasonu calisma yok
2700 maas
asgari ucret uzerinden sigorta
*6 aydir is ariyorum ve 4000 lirada israrciyim.

isimsiz

aldığımız maaşları yayınlarsak... (önceki yazılara cevap)

4 yıllık tecrübe, 2500 tl, asgari ücret sigorta

isimsiz

aldığımız maaşları yayınlarsak... (bir önceki yazıya cevap)

aldığımız maaşları yayınlarsak... (bir önceki yazıya cevap)
2 senelik tecrübe - 2200
sigortanın asgari ücret üzerinden ödendiğini de ekleyeyim

isimsiz

bir şiir...

Aidatlarımı alırım yoksa sokmam sizi yarışmalara
Dergilerim boy boy hep gelir posta kutusuna
Seminerlerim vardı katılmazsan notunu kırarım
Gel beraber bi çay içelim masa başında devrim yaparım

aldığımız maaşları yayınlarsak bir başlangıç yapabiliriz

Merhaba bir önceki yazıya ithafen...
5 senedir çalışıyorum ve etrafımdakilerin maaşlarından haberim yok. bu özellikle gizli tutuluyor ki yaygara kopmasın. belki hepimiz kaç senelik tecrübemiz olduğunu ve aldığımız maaşları yayınlarsak bir başlangıç yapabiliriz.
5 sene - 3100 TL

isimsiz

güçlü olmak ve bu adaletsizliğin karşısında durmak istiyorsak hep beraber hareket etmekten başka çaremiz yok

"hepimiz sizin hizmetinizdeyiz, siz de hepimizin hizmetinizde olmak zorundasınız"
Kökleri yanlış atılmaya başlayan bu düzenin böyle gitmesine sebep olan bizsek böyle gitmemesine de engel olacak bizleriz. Bu yanlış düzende, en büyük sorun aslında kendimizde başlıyor deyip duruyoruz- da eylem olarak ne yapıyoruz. Sonuçta hiç pahasına çalışan mimarlar da içimzden birileri. Elbette haklı olduklarına emin

20101215

en azından çalışan herkese insan olarak saygı duyuluyor

bu blogda yazılan bütün yazıların gerçek olduğunu bilsem de üzülerek okudum. buraya yazmaktaki amacım, hani hep sorulan soru var ya, hiç mi iyi ofis yok? diye,işte onlardan birini anlatmaktı. çalıştığım ofiste tabiki yarın ne olacağımı bilmesem de, her an işten çıkarılma gibi bir durumum olabilir fakat böyle bir durumda dahi, acaba ben nerede hata yaptım diye sorgularım. işe gireli 3 yıl oldu ve ben mezun olduktan sonra ilk iş olarak

inanın bu hepimizin hakkettiği bir miktar

klasik bir şahıs bürosunda 3 yıldır çalışıyorum. herkesin tanıdık olduğu dertlerle boğuşmaktayım ve yaklaşık 1 senedir iş arıyorum. görüşmeye çağıran her yer istediğim ücreti ve şartları duyunca ( ki inanın bu hepimizin hakkettiği bir miktar) fazla bulduğu için tekrar arama zahmetine bile katlanmıyor. sonuçta bin liraya bile razı olan mimarlar(!) var malesef. 1 senenin sonunda artık ben de görüşmeye çağırmak için arayan ofislere

Uyanma vakti

Meslekte 7 seneyi devirdim.
Çok fazla özendiğim bir şey var. Anne-babası mimar olup onların ofislerinde patronluk yapanlar. Kusuruma bakmayın ama kıskanıyorum, özeniyorum. Hepimiz 3 aşağı 5 yukarı aynı yollardan geçtik ama onlar geçmedi. Onların beyni bir sabahlama sırasında yanmadı, yersiz patron azarına ya da çalışma arkadaşlarının sataşmalarına maruz kalmadılar. Mesele sadece zengin olmaları değil. onların aldığı miras çok geniş bir fihrist,

20101213

karşımda ki insanın tercihlerimi, yaşam şartlarımı aşağılamasını dinledim

2007 mezunuyum okulumun son sınıfında part time olarak bir mimarlık ofisinde çalıştım. mezun olur olmaz ise deneyimimi arttırmak için başka ofislere yöneldim. size başımdan geçen bir iş görüşmesini anlatmak istiyorum. Karşımdaki ilerde belkide patronum olacak insan ilk önce part time çalıştığım ofisi daha sonra portfolyomda ki projeleri kardeşinin projeleriyle karşılaştırarak aşağıladı.Daha sonra ben, siz nasıl projeler yapıyorsunuz,
beni nerde düşünüyorsunuz diye soru sorduğumda cevap olarak kağıt mimarlığı yapmadıklarını söyledi. Böyle

20101212

piyasa şartlarından ve ofis içi gerginliklerden kaçarak devlet memuru olmaya karar verdim

Ben, piyasa şartlarından ve ofis içi gerginliklerden kaçarak devlet memuru olmaya karar verdim. Bir yılı aşkın bir süredir PTT'de çalışıyorum ve anladım ki, üzerimizdeki iş yükü ve üstlerimiz/patronlarımız tarafından yapılan baskılar özel sektör-devlet dairesi farkı gözetmeden devam ediyor. Özellikle devler dairelerinde, üstleriniz tenik altyapısı olmayan insanlar olduklarından iki günde proje isteme hakkını, bitmeyince azarlamak hakkını kendilerinde görüyorlar. Proje çizim sürecünüi uygulama ve takip sürecini bilmeyen yöneticilerle uğraşıp duruyoruz.Demem o ki, bu mimarlara yapılan baskılar her yerde aynı.

isimsiz

en iyi ofis uzakta olandır...

Aragon Haklı
İnsanın yaptığı işi sevmesi ne büyük mutluluk ve ne büyük şanstır. Çoktan seçmeli sınav maratonlarını aşıp, kendine en uygun mesleği iş edinmeyi becermiş biri olarak, artık bunun hayatta pek de matah bir şey olmadığını düşünüyorum. Üstelik küçük mimarlık koşumda, gerek okul hayatında, gerekse profesyonel yaşamda hep iyi ustalarla çalışmış, hem de az buz değil çok (istekle, heyecanla, canla başla) çalışmış olmama rağmen mutsuzum.
Mutsuzum çünkü

20101211

Patrondan kardeş olmaz, neresi samimiyet!

2008 yılında mezun olmak üzere olduğum için tam zamanlı iş bakmaya başladım. Bir yandan portfolyo hazırlamaya çalışıyor bir yandan da iş ilanlarında aranan 3dmax’i öğrenebilmek için gece gündüz “tutorial” indiriyordum.
Derken bir gün çok sevdiğim bir hocam onlarla çalışmamı teklif etti. Aslında erkek arkadaşının ofisiymiş, o da vakit buldukça gelip gidecekmiş...zaten ofis yeni, erkek arkadaşı da kendi gibi patronluk yapamayan biriymiş...
Cezayir Sokağında bulunan

cumartesileri yarım gün çalışıyoruzmuş

Bir cumartesi sabahı kar yağarken sıcacık yataktan çıkıp işe gelmek gibisi yok(!).. Bunu paylaşmak istedim. Yaşasın mimarlık... (üstelik yapacak bir iş yokken gelmek daha da anlam katıyor. Neymiş cumartesileri yarım gün çalışıyoruzmuş. Ee ben çalışmıyorum ki şu anda )

isimsiz

muhakkak ofisin içine bir yere köleliği kendine felsefe edinmiş birini koyuyorlar

2 senelik mimarım. mezun olduğum günden beridir kendime göre bir ofis arıyorum ama yok. büyük ofisler de aynı, küçük ofislerde ..
muhakkak ofisin içine bir yere köleliği kendine felsefe edinmiş birini koyuyorlar.. bence önce onlar kendilerini değiştirmeli, yoksa asla sesimizi duyuramayız...
en son çok prestijli bir ofisten ayrıldım, sebep mi bittim tükendim çünkü..

20101210

neden susuyorsunuz?

sevgili mimarlar o kadar korkaksınız ki, şuraya bile yazmıyorsunuz...kaç gündür takip ediyorum burayı ve ciddi bir paylaşım bile yok. kız arkadaşım mimar, yaşadıklarını ben görüyorum, adına yazmak doğru mu derseniz bence doğru, çünkü sizin yaşadıklarınızı yaşayan biri olarak yazıyorum, yüzünü göremiyorum. her gün yorgun, her gün bıkmış. ne zaman görüşsek sürekli işten yakınıyor, bahsediyor. bazen artık hayatında başka hiç bir şey kalmadı diye düşünüyorum. birbirimizi göremiyoruz,

proje alındığında mimar almak, proje bittiğinde çıkarmak

Lütfen, yeni proje aldıklarında mimar arayan, proje bittiğinde gözden çıkardığı elemanını işten de çıkaran mimari ofislerin olduğu bir piyasada, iş görüşmesinde neden 1-2 bazı bazı ofislerde kısa süre çalışıp ayrıldığım sorulmasın.

isimsiz

20101209

Geçen sene %5 zam aldım! Şaka gibi

Büyük ölçekli bir ofiste çalışıyorum, ofiste sürkülasyon çok fazla. Önceden bunun sebebinin çalışanlar olarak görürdüm. Tahammülsüz olduklarını ve küçük yaşlarına rağmen çok fazla şeye sahip olmayı istemeleri gibi...
Bu sitede yazılanları okudukça, hepinizin kızdığı o sisteme boyun eğen insanlardan biri olduğumu farkettim. Çok çalışıyorum. Haklarımı bilmiyorum/kullanmıyorum. Etrafıma bakıyorum herkes benim gibi geliyor.


...iş bitmeden nefes almanın yasak olduğu ama hiç bir zaman işin bitmediği...

Öğrenciliğimizi yaşayamadan, uykusuz geçen ve eziyet dolu 4 senelik eğitim hayatımız sonunda sırf rahata ereceğimizi düşünerek, 'mimar olcağım ben!' gibi ifadelerle gözümüzde büyüttüğümüz bu meslek grubunun aslında kocaman bir sıfır olduğunu anlamamız uzun sürmedi hiç birimizin;

Kraldan çok kralcıların, işi için yaşayanların; aslında tek kelimeyle ifade etmek gerekirse şovmenlerin, cirit attığı bir ortam tamamıyla...

Sigorta nedir, ne işe yarar


  1. Sigorta nedir, ne işe yarar?
    Sigorta, çalışma hayatı boyunca, çalışmasını engelleyecek her türlü (iş kazası, hastalık, doğum,) beklenmedik duruma karşı işçinin güvence altına alınmasıdır. Sigorta ayrıca işçinin çalışarak geçirdiği uzun yıllardan sonra emekli olduğunda asgari insani koşullarda yaşamasının garanti edilmesidir. Kapitalist düzenin işçilere vahşice sömürmesi karşısında işçiler zamanında isyan edip sigortalı çalışma hakkını elde etmişler ve bu haklarını devletlerin anayasalarına yazdırarak kalıcı hale getirmişler.

20101208

bizler profesyoneliz ve sırf bu yüzden saygıyı ve haklarımızı hakkediyoruz.

ARKADAŞLAR,

BİZİM YAPTIĞIMIZ İŞİ HERKES YAPAMAZ, BU TAMAMEN PATRONLARIN UYDURMASIDIR!!!!

Eğer herkes yapabilseydi üniversite okumazdık.

mimar al, maksimum 10 gün çalıştır, iyi ya da kötü fark etmez bir sebeple işten çıkar, para ödeme...

* diye bir kadın var, ofisi Kuruçeşme'de... *


Dünya üzerinde görüp görebileceğiniz en rezil kadın...


Felsefe şu: Mimar al, maksimum 10 gün çalıştır, iyi ya da kötü fark etmez bir sebeple işten çıkar, para ödeme...


Ben bizzat kendi çevremden 10 kişi tanıdım; aynı gerekçeler, aynı hikayeler...

ne kontratı herkesin sözü senet bu ülkede

Almanyada 2.5 sene çalışmış biri olarak aramızdaki farkları size yaşadığım deneyimlerden, kendi gözlerimden anlatmak istiyorum.Değerlendirmesini siz yapın biz neye layığız ve neye sahibiz.


Şöyleki;


İşe alındığımda öncelikle haklarımı, yıllık iznimi, maaş miktarımı, çalışma saatlerimi vs gibi bilgileri içeren bir kontrat imzaladık karşılıklı olarak.(ki sonra Türkiye'ye döndüğümde böyle birşey yok mu diye sorduğumda

20101207

işgüzar mimarlar

mimarlık ofislerini çekilmez hale getiren, koşulları hergün daha da ağırlaştıran, ofislerde çalışan işgüzarlardan başkası değildir. ne veriyorlar bunlara, neyle besliyorlar bilmiyorum, nasıl oluyorsa "hiç problem değil xx bey, hallederiz efendim, tabi nasıl isterseniz, yok yok hiç problem değil ben daha 3-4 saat burdayım (@22.30)" gibi laflar ağızlarından yağ gibi akar, hiç rahatsız olmaz bilakis eksik hissederler... her ofiste en az bir numune vardır, itinayla dağıtılmışlardır.

isimsiz

çok hızlı iş yaparız..

şöyle bi hesap yapmak saçma mı: mesela ben bir patronum bir işi 6 ay yerine, 3 ayda yapacağımı vaad ediyorum. yani 6 ayda kazanılıcak parayı 3 ayda kazanıyorum. hatta "belki" bunun için fazladan kazanıyorum, çok hızlı iş yapıyorum ya... bu paranın çalışanlarıma da bölünmesi anlamına gelir değil mi bu? yani ya daha fazla insan çalıştırırım, yada aynı sayıda insana daha fazla para yatırırım? dimi çok basit bir hesap dimi? yanılıyor muyum?yani ne kadar ekmek o kadar köfte.. pekii, yaklaşık 5 yıllık iş deneyimim var ve ben niye bunu hiç göremedim? bizim sırtımızdan kazandıklarını eminim bir hayır kurumuna yatırıyolardır, yoksa mümkün değil yani..

mesela bu gibi atıyorum sıkışık işlerde freelance birilerini çalıştırsalar? ama olur mu? mesela ofiste model yapan birini köle gibi çalıştırmak bedava, dışardan birisine 3 kare model yaptırmak bir elemanın bir-iki aylık maaşı...

isimsiz

sektörde çalıştırdıkları kölelerle müşteri piyasasının da fiyatını ve kalitesini düşürdüler

Baktım hiçbir firmada ben yapamayacağım, en sonunda bundan bir sene önce serbest çalışmaya başladım. bu bir sene içinde iyi birkaç çalışma yapınca Şişli'de GK Mimarlık ve İnşaat olarak ofisimi açtım. Şimdi bir firmada çalışırken kazandığımdan az kazanıyorum, ama en azından kafam rahat; mesai yok, (gerekmedikçe) olsa da ben kendi paramı kazanıyorum.
Ama bu sektöre hala kızgınım. çünkü tek başıma geberiyorum! Bu sektörde çalıştırdıkları kölelerle müşteri

biz sizin kadar tecrübeli birisini aramıyoruz

Amerika'da ekonomik kriz çıktı, o yüzden işten ayrılmak zorunda kaldım. Ama İstanbul'a döndüğümde gözüm açılmıştı. Ben profesyoneldim, ve kendimi ucuza satmaya niyetim yoktu. İlk Ağaoğlu'na gittim. benim için yurtdışında okumuş birisi için gayet makul bir fiyat söyledim (1750). Ertesi günü beni arayıp daha düşük bir maaşa satışa almak istediklerini söylediler. dediklerine göre benim istediğim şartlar satışa daha uygunmuş,

Sizin gibi "eşekler" bulsam da ben de çalıştırsam

Ailenin biri mimar diğeri sinema ve medya sektöründe olan iki kız kardeş olan bizlere kendi fabrikası olan patron dayımın (kuzenimin kız arkadaşı da mimar olduğundan dolayı bizim sektörün durumunu yakından biliyor) yaptığı yorum: Sizin gibi "eşekler" bulsam da ben de çalıştırsam. Ben iki fazla mesai yaptırsam dava açıyorlar bana.. şeklinde oluyor her gördüğünde.. Baya acıklı bir tablo eşek mimarlar ordusuyuz...

isimsiz

git evine, yarın tamamlarsın

öğrencilik dönemimde tatillerde farklı ölçeklerde birçok farklı ofiste çalıştım. tabii o zamanlar toyluğumuz, biraz da ana-babanın desteğiyle, aman tecrübe olsun amacıyla bedava çalıştım. lisansım bittikten sonra amerika'yayüksek lisansa gittim, orada yarım gün, tatillerde de tam gün çalışabileceğim bir iş buldum. Normal mesai saati 8-4 arası idi. Patron benimle her sabah toplantı yapardı. neyi nasıl yapacağımızı anlatırdı, autocadde bilmediğimiz bir komut varsa onu da gösterirdi. bir fuar veya toplantı oldu mu beni de yanında

ya abi bizim sektörde çok rahat takılabiliyoruz

mimarlık ofisleri çok eğlenceli yerlerdir. genelde patronlar geniş mezhepli insanlardır, bu sebeple içki de içilir her türlü muhabbet de yapılır yeri gelince. bu da mesela bir mimarlık ofisine, bakın ne kadar liberaliz ne kadar özgür takılabiliyorsunuz burda dedirtir kendisi için. mimarlık ofisi çöplüğü nasıl desem kimsenin girmediği görmediği bir yer olduğu için, şirket standartlarında asla şık giyinelim, işte biraz resmi olalım falan gibi muhabbetler olmaz. çünkü zaten müşteri tarafından kimse gelip görmez orda ne olup bittiğini. içerde çalışanlar da "ya abi bizim sektörde çok rahat takılabiliyoruz" sanırlar. öyledir rahat takılırsınız tabi, zira hergün gecenin 12sinde işten çıkan bir hatunun yarın hiç bir makyaj göz altı morluklarını kapatamaz zaten...

isimsiz

20101206

3 farklı ofisten 3 farklı hikaye

şu ana kadar çalıştığım 3 farklı ofisten 3 farklı hikaye çıkarmam mümkün.
1)ilk çalıştığım yerden ayrılırken kalan maaşımı asla alamadım.
2)Mimarlık ofislerinin genel durumuna çok ters bir şekilde normal çalışma saatleri olan (sabah 9 akşam 6), haftasonu ofisin kapalı olduğu. tüm resmi tatiller gerçekten resmi tatil olan bir ofisti. (çok ekstrem teslim durumu gibi bir durum olduğunda önceden haber vererek bir iki kere cumartesi çalışıp çalışamayacağımızı

işi yeterince sahiplenemediniz

bundan yaklaşık 1 yıl önce bir iç mimarlık ofisinde çalışmaya başladım. aslında kendileri * mimarlık diye tanınırlar. isim vermekten çekinmiyorum. gayet "makul" (işveren açısından) bir ücretle, sigortam "asgari" ücretten, yemek param nişantaşının ortasında aylık 150 liradan olmak üzere koşullarda anlaştık. cazip bir tarafı vardı elbette, çok rahat bir ofisti, asla 6dan geç saatte çıkılmıyordu, asla gece çalışılmıyordu, olduysa da 10 kadar falan bir iki kere olmuş-muştu, haftasonları ise hayatta çalışılmıyordu. herşey mükemmeldi. rüya gibi çalışma ortamı, daha ne ister ki bi mimar. neyse bu rüya yaklaşık 1 ay kadar sürdü, hakkını yiyemem. sonrasında yetiştirmemiz gereken proje bastırmaya başladı. biz proje ekibi tabiki her koşulda çalışmaya alışkın cengaver mimarlık savaşçılarıydık ve gece gündüz demedik ilk teslimi tastamam bitirdik. bu ama geçici bişeydi, bi daha olmazdı. gel zaman git zaman ikinci teslim vakti derken 3, 4, 5... 5 ay boyunca tam 5 ay, ne gece, ne haftasonu hiç birşeye sesimizi çıkarmadan çalıştık. fakat işin içinde çok afedersiniz bi bokluk vardı ki o da işin organizasyonuydu. çünkü bilmemkaç katlı bir otel projesinin tüm uygulama projesinin 3 kişilik bir ekip tarafından istenilen sürelerde bitmesi imkansızdı. bu insanlar çift mesai 7 gün çalışıyorlardı. bu çalışan arkadaşlar bir gün bu konuda ses çıkardılar ve aldıkları cevap "sizin programsızlığınızdan" oldu. eyvallah dendi, programlar yapıldı, ama yine bişi değişmedi, yine ses çıkardılar, mesela dedilerki biz 10 kişilik bir ofisiz, neden 3 kişi 7/24 çalışırken geri kalanlar normal, gayet normal koşullarda çalışıyor? hadi işi bölelim herkese eşit bir şekilde, mesela herkes bir ucundan tutsun yardım etsin (diğer projelerden arkadaşların mesela günde 1 saat fazla mesai yapıp yoğun proje ekibine yardım etmesi gibi) "hayır" denildi yetkili merciiler tarafından, "bu sizin projeniz". e peki o zaman bunun bi karşılığı olsun madem öle dedi ekip üyeleri. dedilerki geldiğiniz gibi gidersiniz; 6 ayın dolmasına 15 gün kala, proje tesliminin büyük bir kısmı bitmişken... ve bu ekipten iki arkadaş hakları sayılarak işten kovuldu. gerekçe sorulduğunda "işi yeterince sahiplenemediniz" denildi. yeterince sahiplenemedik miii? ben gece 4te eve gidiyorum, uyku uyuyamıyorum, sağlığımdan oldum, sosyal hayatım hiçbirşeyim kalmadı ve işi sahiplenemedim öyle mi? böyle birşey yok! böyle bir düzen olamaz, bu insanlar, bu düzeni yönetenler, organizasyonunu yapanlar hiç biri bu hakka sahip değiller. bu hikayeler konuşulmadan, anlatılmadan ve bunun anormal olduğu içinde bulunan bizler tarafından kabul edilmeden hiç bir şey değişmeyecek. bunlar konuşulup bunun bir sektör standardı olduğu inanışı yıkılmadan kimse yaptırım arayışına girmeyecek. ODA artık pozisyonunu almak için bizim sesimizi duymak istiyor. ha, buna gerek var mıydı? kendisi kontrol etmek zorunda değil mi zaten, oraya hiç girmiyorum ama artık bunu dürtmenin vakti geldi, geçiyor...

edit: ama düzenlemeyi yetkili merciiler yapmadıysa da sağolsun ofis çalışanları, ellerinden gelen her türlü yardımda bulunmuşlardır...

isimsiz

birazda sosyal haklarımız için mesai yapalım

'Cumartesi günü ofisin çalışıp çalışmaması, yemek parası, yol parası, kabaca maaş' konuşulur iş görüşmelerinde. Görev-Kıdem tanımlaması, sigorta primi, haftalık çalışma saatleri, mesai uygulaması gibi konulara hiç girilmez iş kaçar korkusuyla.Eğitim sürecinde çoğu mimar toplu konut projesi yapmıştır belki ama vatandaşı olduğu ülkenin iş kanunu ve elinde bulundurduğu haklar hakkında bilgisi kulaktan duymadır. Odanın verdiği ' hizmetler'in yetersizliği konuşulur hep ama yarışma projelerine katılabilmek için aidatlar paşa paşa ödenir. Emek vermek konusunda ermiş çalışanlar olarak daha fazla bilinç mesleğimizin çalışma şartlarını iyileştirecektir diye düşünüyorum. Birazda sosyal haklarımız için mesai yapalım....

Blogda emeği geçenleri kutlarım...

isimsiz

deneyim kazanmanin normalligi

Konu bir bakima dogru yerden esinlenmis yani askerlikten.Icinde bulundugumuz yila kadar asker ve askerlikten hesap sormak cezai yaptirim ve korku demekti, askerde yasatilan kotu sartlar "ee askerlik bu" diyerek "normal" olarak nitelendirilirdi halbuki ulke uretiminde daha verimli olarak kullanilabilecekken bir milyon genc insan ne kendi istegiyle oraya gitmisti ne de ortalama bir yillik hizmeti karsiligi profesyonel bir
ucret almisti. Buna ragmen askerden donen genclerin sagligini, psikolojosini, zamanini yitirmeleri hep

sorun sende!

Bir arkadaşım çalıştığı "büyük" bir mimarlık firmasında bir çalışanın başından geçenleri anlatmıştı... Gece sabahladıktan sonra ertesi gün öğlen vakitlerinde bu arkadaş yorgunluktan ve uykusuzluktan bunalmış bir vaziyette, şefine "ben artık dayanamıyorum, eve gitmek istiyorum" diyor. şeften aldığı cevap ibretlik: "sorun sende!". gece mesailerinin arkadaşa fazla mesai olarak yansımadığını söylememe gerek bile yok sanırım. firmanın adi da... başında * var, sonunda da *...

isimsiz

proje biter mesai biter

Cumartesi mesaisi, proje biter mesai biter anlayisi ve projede olasi her hatanin borclandirip "telafi" icin ekstra mesai talep etmek icin kullanilmasi herkesin muhakkak karsilastigi sorunlardir. Zam duzensizligi, hatta yoklugu, yukarida bahsedilen sigorta priminin asgari ucret uzerinden yatirilmasi sorunsali bugun bunyesinde bu sorunlarin cozumunu bulmak icin komisyon barindiran Mimarlar Odasi Yonetim Kurulu uyelerinin bile burolarinda sik rastlanan bir durumdur. Sozum meclisten disari tabi ama herkes anlatmaya devam ederse lafin sahipleri elbet okuyup gerekli dersi cikarirlar diye umit ediyorum.
Guzel site, guzel dusunce, tebrikler.

isimsiz

asgari

şimdiye kadar çalıştığım hiç bir ofiste, sigortam maaşım üzerinden yatırılmadı. değil ortalama bir değer, asgariden!

isimsiz