20110314

Hatayı biraz da kendimizde aramalıyız

"Mimar değilim ama benzer sorunları bizler de yaşıyoruz. Bu yüzden paylaşıp bir parça destek olmak istedim. 2008 yılı mezunu bir iç mimarım. Mezun olduğum günden beri çalıştığımı söyleyebilirim. İç Mimarlık alanında oldukça iyi bir üniversiteden mezunum ve konum üzerine yüksek lisans da yaptım. Son 6 aydır çalıştığım ve berbat koşullarından dolayı bırakmak zorunda kaldığım bir ofisle ilgili tecrübelerimi paylaşmak istedim.


Çalıştığım yer bir Ankara Çankaya'da sözde bir ""iç mimarlık"" bürosuydu (sahibi bir iç mimar asla değil, yaptığı da yasal değil!). Patronum olan hanımefendi,bana MSGSÜ mezunu bir iç mimar olduğunu söylemişti,birinci ay kendisinin aslında kimya öğretmeni olduğunu, ve sadece birkaç aylık bir sertifika programına katıldığını öğrendim. İkinci ay hakaretler ve tuhaf konuşmalar başladı "" kendini şanslı saymalısın, benim yanıma parasız çalışıp bşir şeyler öğrenmek için kimbilir kaç kişi başvurdu!"" gibi...Üçüncü ay maaşımı almam için beni kendisine borcu olan yerlere ""tahsilat"" yapmak için göndermeye başladı, bu arada tüm banka işlerini yapmamı da beklemeye başladı. Dördüncü ay iyiden iyiye sekreter oldum! Zaten iki kiiş çalışıyorduk ofiste, tüm paspas ve gelen müşterilere günlerce çizdiğim projeyi patronum anlatırken, ben müşterilere çay ikram ediyordum! Daha sonra şantiyede karşılaştığımızda, müşterilerin beni ofisin sekreteri sandığını öğrendim, projeyi çizdiğime inanamadılar. Beşinci ay özel hayatıma da karışmaya başladı. Örneğin, facebook listesine eklemek istemesini görmezden geldiğim için iyiden iyiye bozuldu (İşin aslı,profesyonel olarak doğru bulmuyorum,özel hayatım bana kalmalı. Bir başkası da istese aynı tepkiyi veririm.) Bunlara sadece bana eziyet olsun diye yaptığı numaralar eklendi (cumartesi yarım gün çalışıyor olmama rağmen, tüm gün ofisi arayıp, çok saçma bahanelerle beni ofiste tutmak gibi,elde var 0!) Tüm tasarımlarımı, çizimlerimi kendi ismiyle (şirket değil, kendi ismi!) yayınladı.Adımdan hiçbir yerde bahsetmeyerek tabi ki... Arkama bakmadan kaçtım diyebilirim!

Maaşı 1300 tl den 1500tl 'ye henüz çıkmıştı ve tabi ki sigorta asgari ücret üzerinden yapıldı. Şantiyeye kendi arabama gitmeye zorlandım,bana asla ödenmeyen kabarık benzin faturalarından bahstemiyorum bile!

Kendimi bu hanımın gazabından henüz zor bela kurtarabildiğim için isim veremiyorum, keşke yapabilsem. Ama arkadaşlarıma önerim, lütfen çok dikkatli olsunlar ve kendilerine güvensinler. Hatayı biraz da kendimizde aramalıyız. İŞverenlere, köle gibi kullanabilme özgüvenini kendi ellerimizle vermeyelim. "

2 yorum:

  1. Ben de hatanın bazen bizlerde olduğunun farkındayım. Ama çalışacağımız ofisi ne kadar iyi araştırmış olsak da bazen kötü sürprizlerle karşılaşabiliyoruz. Bu durumda yakayı kurtarmak çok da kolay olmuyor, sonuçta maddi imkan(sızlık)lar da söz konusu..

    YanıtlaSil
  2. Allah aşkına siz kölemisiniz ya ? Türkiye'de Mimarlık ne hallere düşmüş böyle.Yanlış anlamayın sizi yargılamıyorum,bu durum bu düzeni devam ettiren sistemle alakalı elbette!Ben Mimar değilim,ama insan olmaya bile korkar bu Türkiye de,bu nasıl bir sistemdirki buna göz yumuyor.Ne işe yarıyor bu oda ? Niye birleşip yıkmıyorsunuz o oda yı? odaları yıkın binaları yapın bence !

    YanıtlaSil