bir arkadaşımız kamu nasıl diye sormuş. evet kamu güzel, pek hoş. maaşlaşınızı ayın 15inde saat 00.00 itibariyle bankada bulursunuz, piyasaya kıyasla çok daha yüksek maaşlar alırsınız. çalışma saatleri değişmez. 17.01'de bina tamamen boşalmış oluyor. ama madalyonun diğer yüzü şu;
"piyasada çalışacak olsan bu şartlarda bu parayı hayatta alamazsın, bu yüzden sus" baskısı her gün tekararlanır.
kamuda mimar imzası çok değerli, bir çok şey mimar imzası olmadan yapılamıyor ama kamuda da sözleşmelilik durumundan ötürü bir kaç kere sorguladığınızda atacağınız imzayı, hemen dürtülürsünüz.
"tabi sözleşmeli olunca da iş güvencesi olmuyor, değil mi?"
mimar: ama sanki bu çok yasal değil?
şef: biz de müdürümüz ne derse onu yapıyoruz, ne yapacaksın işte...
mimar: ama, ama...
şef: ne kadar şanslısın değil mi? ya özel bir ofiste sürünüyor olsaydın?
mimar: ıhgg:S
bu tip diyaloglar her gün her gün yaşanır...işte iyi ve düzenli yatan bir maaşın,düzgün mesai saatlerinin bedelini size böyle ödetiyorlar.
mimar: "sen çok fazla yorum yapıyorsun, ben senin yerinde olsam susar, işimi yapar, maaşımı alır giderim..."
üstüne üstlük plan, kesit okuyamayan bir başka meslek mensubu-yanlış anlaşılır diye şimdi meslek adı vermeyeyim- şefiniz olabiliyor. bu ayarları size verirken bir yandan da sizin imzanız üzerinden de "ek kazanç" elde edebiliyor. bu esnada sizin adınız çıkabiliyor, sizin haberiniz bile olmuyor...evler yenileniyor, arabalar yenileniyor...sizin haberiniz bile olmuyor ve bunlar mimarın imzası ile oluyor...
kamuda durum bu. bir de tabi ki word'de yazı yazmaktan başka mesleğe dair bir şey yapmıyorsunuz...
iyi bir maaş ağzınıza tıkılıveriyor, en azından geçiniyorum diyerek mesleki hiçbir şey yapmadan türlü saçmalık, yolsuzluk...
içiniz kuruyor...ama evet ofisler ne kadar etik, en azından geçiniyorum diyorsunuz. çünkü burada çalışınca ofisleri de daha iyi tanıyorsunuz. size patron olacak konumda insanlar size "yalaka" oluyor...yetkinizden ötürü. ve biliyorsunuz ki iki taraf da birbirinden beter.
isimsiz
bu blog, mimarlık camiasındaki çalışma koşulları ile ilgili hikayelerin paylaşıldığı bir platformdur. amaç konuşuldukça sektördeki nerdeyse herkesin şikayet ettiği "sefil" koşulların biraz daha su yüzüne çıkması, normalliğini yitirmesidir; çok ışıltılı, çok şık, çok tasarım mimarlık sektörünün yerlerde sürünen standartlarının aslında normal olmadığının içinde olan çalışanları tarafından algılanılması ve duyurulmasıdır.
kendimi okudum bazı satırlarda
YanıtlaSilbirçok tespitinize katılıyorum, ancak 'tabi ki word'de yazı yazmaktan başka mesleğe dair bir şey yapmıyorsunuz.' kısmına katılmıyorum beb de kamuda çalışıyorum ve mesleğimle ilgili pek çok konuda deneyim sahibi olma şansına sahip oldum çalıştığım kurumda...bunun dışında ayrıca müdürün dediğini yapıp yapmamakta sizin elinizde biraz dikkafalı bir duruş sergiliyo gibi olsanızda gerekli yerde fikirlerinizi kabul ettirebiliyorsunuz...
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilÖzel sektörden bir kamu kurumuna transfer oldum. Sözleşmeli olarak çalışmaya başladım. son birbuçuk yıldır kendi uzmanlığımla alakalı işleri takip ediyorum ve sahadayım ve ofisteyim ve yazışmalar ve ..... kısacası heryerdey(d)im.
Gerekçesiz bir şekilde sözleşmemim yenilenmeyeceği tebliğ edildi. Tazminat alamayacağım söylendi filan filan. Bir serzeniş belki şuan yaptığım. Hukuki yollara başvurma noktasında politik ilişkilerin bi anda aktifleşmesi ne ise o saçmalığı gördüm.
Bu süreçle ilgili olarak deneyim ve bilgilerini paylaşacak birileri varsa aramızda sevinirim.